MÜHENDİSLİK NEDİR?
Doğadaki kaynaklardan en verimli şekilde yararlanmayı amaçlayan bilimsel çalışmalara ve uygulamalara "mühendislik" denir. Mühendisin işi; insanların rahat yaşaması için teknolojiyi uygulamak, geliştirmek ve sorunları çözmektir.
Teknik üretmek, araç-gereç yapmak insanların en temel özelliklerinden biridir. En ilkel toplumların bile kendilerine göre teknolojileri vardır. Teknolojinin bize sağladığı olanaklarla çevremizi, doğayı denetim altında tutabilmekteyiz. Çağımızda teknolojinin giderek olumsuz etkileri ortaya çıkmış olsa da (özellikle çevre kirliliği) bu sorunlarla başa çıkabilmek için yine teknolojinin sağladığı olanakları kullanmak zorundayız. Bir nevi geliştirmiş olduğumuz teknolojilerin bize ve çevremize verdiği zararları ortadan kaldırmak için bu kez başka teknoloji arayışlarını sürdürmekteyiz. Bu döngü insanoğlunun var olduğundan beri süregelmektedir. Her ne kadar tartışmaya açık olsa da bu durum su götürmez bir gerçektir.
Mühendislik; fen bilimlerinin insanlar tarafından temel ihtiyaçlarını karşılamak üzere en akılcı yoldan kullanılmasıdır. Mühendis sözcüğü İngilizce' de "yapı ustası" sözcüğünden, Fransızca' da ise "dahi" kelimesinden türemiştir. Türkçe' deki "mühendis" sözcüğü ise Arapça kökenli bir kelime olup "hesap-kitap yapan kişi" anlamındaki "hendese (hesap)" sözcüğünden türemiştir. Mühendisi, fikir ve üretim yaratıcısı olarak düşündüğümüzde Fransızca' daki anlamını kullanmış oluyoruz. Bu anlamda mühendisi olmak isteyen bir kimse önce "mühendisçe" düşünmeyi öğrenmeli, daha sonra alanıyla ilgili teknik bilgileri almalıdır. Burada karşımıza mühendis ve bilim adamı kavramları çıkmaktadır. Bu iki kavram asla birbiriyle karıştırılmamalıdır. Bilim adamının görevi bilgiyi geliştirmek, mühendisin görevi ise geliştirilen bu bilgiyi uygulamaktır. Yani diğer bir ifadeyle mühendis uygulamacıdır. Bu nedenle mühendis, bilgiyi pratik amaçlara uygulayabilmek için uygun karar verme, sorunlara yeni ve alternatif çözümler bulabilme, yeni araçları, süreçlerin maliyetini ve işleyişini, önceden görebilme yeteneklerine sahip olmalıdır.
Bugün içtiğimiz su, yediğimiz yiyecekler bindiğimiz taşıtlar, izlediğimiz televizyon, kullandığımız elektrik, benzin, petrol gibi enerji kaynakları hep mühendislerin eseridir. Mühendis mesleği gereği fen bilimleri ve matematikle iç içe iken "insan" olarak sorumluluklarını unutmamalı, geliştirdiği teknolojiyi ve araçları ne adına, nasıl bir dünyada kullanacağını düşünmelidir. Bir yönüyle teknolojinin içinde iken, diğer taraftan toplum ve kültürle bağlantılı olduğu için sosyal ve toplumsal konulara ilgili olmalıdır.
Sanayileşmenin hızla geliştiği, teknolojinin baş döndürücü bir hızla günlük yaşantımıza entegre olduğu ve rekabetin inanılmaz boyutlara geldiği günümüzde sanayicilerin mühendislerden beklentilerinde de önemli değişikler olmuştur. Özellikle ülkemizde klasik anlamdaki mühendis kavramının yerini daha farklı bir tanım almıştır. Bu nedenle günümüzde sanayi sektörleri yeni kuşak mühendislerde şu özellikleri aramaktadırlar.
1- Teknik bilgi
2- Liderlik
3- İletişim becerileri
4- Ekip çalışmasına yatkınlık
5- Girişimcilik ve yaratıcılık
6- Yöneticilik vasfı
7- Yabancı dil bilgisi
8- Bilgisayar ve mesleki yazılımları kullanabilme
Bu vasıflar dikkatlice analiz edildiğinde pek çoğunun lisans eğitimlerinde verilmediği görülmektedir. O zaman doğal olarak aklımıza bu eksikliklerin nerede tamamlanacağı sorusu gelecektir. Bunun tek bir yanıtı var "işletmelerde çalışarak". İşletmelerde tamamlanamayacak olanları ise profesyonel eğitim-danışmanlık firma ve kurumlarından alınacak olan eğitimlerle telafi edilecektir. Ancak burada karşımıza çıkan en önemli sorunlardan birisi işletmelerin hep deneyimli mühendisleri aramalarıdır. Hiçbir işletmede çalışma olanağı bulamayan genç mühendisler tecrübe ve deneyimlerini nereden ve nasıl sağlayacaklar? Bu nedenle özellikle yöneticileri mühendis kökenli olan işletmelerin bu genç mühendislere kendilerini yetiştirebilme şanssı tanımalarıdır. İşte o zaman yukarıdaki vasıflara sahip mühendisleri bulabileceklerdir. Aksi takdirde pek çok genç mühendis yıllarca eğitimini aldıkları alanların dışında çalışmak zorunda kalacaklardır. Bu da ülkemiz değerlerinin heba olması demektir.